Zihinsel Zaman Yolculuğu

Zihinsel Zaman Yolculuğu
Photo by Harry Cunningham / Unsplash

İster durumu hemen analiz edip çabuk karar veren biri olun, ister tüm artıları ve eksileri detaylıca ölçüp biçip sonra karar veren biri olun, hepimizin ortak noktası bir karar verirken geçmiş tecrübelerimizin oynadığı roldür. Üstelik bu rol hiç de küçümsenmeyecek kadar önemlidir. Sadece geçmiş travmalar ya da yaptığımız yanlışlardan ders almakla ilgili de değildir. Gelecekle ilgili bir karar alırken beynimiz bir geleceğe bir geçmişe gidip çeşitli canlandırmalar yapar. Beynimizin bu özelliğine Zihinsel Zaman Yolcuğu adı verilir. Makalemizde bu yolculuktan bahsedecek ve bunu karar verme süreçlerinde nasıl lehimize kullanabileceğimizden söz edeceğiz.

Zihinsel Zaman Yolculuğu Nedir?

Zihinsel zaman yolculuğu terimi, psikoloji ve nöroloji disiplinlerinde, en basit tabiriyle, anılarımızı yeniden deneyimlemek ya da henüz yaşanmamış gelecekteki muhtemel olayları zihnimizde canlandırmak şeklinde tanımlanabilir. Bu davranış, geçmiş deneyimlerimizden elde ettiğimiz bilgi ve tecrübeleri kullanarak, gelecek hakkında kafamızda çeşitli senaryolar oluşturmak olarak da ifade edilebilir. Bilim insanları, bu süreci, insanın hayatta kalma mücadelesinde beynin evrimsel olarak geliştirdiği bir mekanizma olarak açıklamaktadırlar. Geleceğe dair tahminlerde bulunarak olası tehlikeleri önceden simüle etmek ve bu sayede potansiyel tehlikeleri engellemek gibi önemli bir işleve sahip olduğunu belirtirler.

Bu süreç, bireyin gelecekte karşılaşabileceği durumlar karşısında daha hazırlıklı olmasını sağlar ve böylece tehlikeli veya zararlı olabilecek potansiyel senaryoların önüne geçilmesine katkıda bulunur. Hatta, bu zihindeki canlandırma bazen gerçekten o olayı yaşarmışcasına hissetmek şeklinde görülebilir. Beyinde gözlenen kimyasal faaliyetler, neredeyse aynı olabilir.

Karar Verme Sürecince Nasıl Kullanabiliriz?

Bu konuda Dr. Jane McGonigal'ın detaylı rehber sunan Imaginable isimli bir kitabı var. Maalesef şimdilik bir Türkçe çevirisi olmayan bu kitabın tam ismi "Hayal Edilebilen: Geleceği Nasıl Öngörebilir ve Her Şeye Hazırlıklı Olabilirsiniz" şeklinde çevrilebilir. İngilizcesini okumak isteyenler için linkini aşağıda paylaşıyorum.

Imaginable: How to see the future coming and feel ready for anything : McGonigal, Jane: Amazon.com.tr: Kitap
Imaginable: How to see the future coming and feel ready for anything : McGonigal, Jane: Amazon.com.tr: Kitap

Bir oyun tasarımcısı olan Dr. McGonigal kitabında zihinsel zaman yolculuğunu sadece hayal kurmak değil, bugünkü bizi gelecekteki biz ile duygusal anlamda birbirine bağlayan bir köprü olarak tanımlıyor. Böylece olası farklı durumlara zihinsel olarak hazılıklı olup hızlıca adapte olabiliyor ve tepki verebiliyoru, diyor.

Hayal Edilemeyeni Hayal Etme Egzersizi

Kitapta zihinsel zaman yolculuğu için bir de egzersiz sunuyor. 3 adımdan oluşan bu alıştırma için kağıt kalem kullanmayı ve deneyiminizi yazmayı öneriyor. Egzersizin adımları şöyle:

  1. Birinci Aşama: Kendinizi yarın uykudan uyanmış olarak zihninizde canlandırın. Kendinizi ve çevrenizi olabildiğince detaylı imgeleyin ve şu sorulara cevap vermeye çalışın.
    • Hangi odadasınız?
    • Nasıl uyandınız? Alarmınız çaldı mı, erteleme düğmesine bastınız mı?
    • Saat kaç, ışıklar açık mı?
    • Nasıl hissediyorsunuz?
    • Ne giyiyorsunuz?
    • Yanınızda bir başkası var mı?
    • Kalkınca yapacağınız ilk şey ne?
  2. İkinci Aşama: Tebrikler ilk zaman yolculuğunuzu yaptınız. Kolaydı değil mi? Şimdi tekrar yapıyoruz, ama bu sefer 1 yıl sonrasına gidiyoruz. Detaylı olarak canlandırmak için kendinize birkaç saniye tanıyın.
    • Ne değişti?
    • Farklı bir yerde misiniz?
    • Fiziksel görünüşünüzde bir değişiklik var mı?
    • Nasıl hissediyorsunuz?
    • Sabah kalkınca yaptığınız ilk şey farklı mı? Yeni bir alışkanlık belki
    • Bu yeni alışkanlık ne olabilir?
      Bu soruları cevaplayana kadar devam edin.
  3. Son aşama: Son ve en zor aşama. Şimdi 10 yıl sonraya gidiyoruz.
    • Neredesiniz?
    • Etrafınızde neler var?
    • Ne görüyor, duyuyor, kokluyor ya da hissediyorsunuz?
    • Yataktan kalkınca aklınıza gelen ilk şey ne?
    • O gün neler yapmayı planlıyorsunuz?
    • Fiziksel olarak bir değişiklik var mı?

Evet, alıştırma bu kadar. Tebrikler, hayal edilemeyeni hayal ettiniz. Beyniniz artık eski beyniniz değil, siz de artık aynı siz değilsiniz. Bu alıştırmayı yaparken dikkat etmeniz gereken tek önemli nokta gerçekçi olmak ve fantaziye dönüştürmemek. Ne kadar detaylı olacağı ve ne kadar süreceği size kalmış.

Karar Verirken

McGonigal'a göre, karar verme sürecinde böyle bir alıştırma gerçekleştirmek ve kendimizi on yıl sonrasının koşullarında hayal etmek, seçenekler arasında sıkışıp kalmaktan ziyade, bizi daha özgür bir düşünce alanına yönlendiriyor. Bu yöntem, normal şartlar altında aklımıza bile gelmeyen veya mümkün olmadığını düşündüğümüz seçenekleri göz önünde bulundurmamıza olanak tanıyor. En önemlisi, alınacak kararın, on yıl sonra uyanmayı arzuladığımız dünyayı şekillendirip şekillendirmediği konusunda bizi derinlemesine düşünmeye itiyor. Bu, kararlarımızın uzun vadeli sonuçlarını göz önünde bulundurmamızı sağlayarak, daha bilinçli seçimler yapmamıza yardımcı oluyor. Ayrıca, bu zihinsel zaman yolculuğu alıştırmasını gerçekleştirirken, beyninizi sanki geliştirilmesi gereken bir kas gibi düşünebilirsiniz. Her seferinde biraz daha esneyen ve güçlenen...


10-10-10 Prensibi
10-10-10 prensibi temel olarak başımıza gelen herhangi bir olaya vereceğimiz tepkiyi seçerken biraz geri çekilip dışarıdan bakabilmeyi sağlıyor.
Amigdala: Karar Verme Süreçlerini Etkileyen Beyin Bölgesi
Amigdala, duygusal tepkilerin düzenlenmesi, özellikle de korku ve tehdit gibi duyguların işlenmesi konusunda önemli bir rol oynar.

Diğer yazılar

Öğrenilmiş Çaresizlik: Tersine Çevirmek Mümkün mü?

Öğrenilmiş Çaresizlik: Tersine Çevirmek Mümkün mü?

Öğrenilmiş çaresizlik, psikoloji literatüründe bireylerin yaşadıkları olumsuz deneyimler sonucunda, kontrol edemediklerini düşündükleri durumlar karşısında pasif ve çaresiz hissetmeleri olarak tanımlanan bir kavramdır. Aslında durumu değiştirebilecek güç ve pozisyonda olmalarına rağmen. Sıkça karşılaşılan bir durumdur ve öğrenilmiş çaresizlik geliştiren kimselerin ortak noktası sürekli şikayet edip hiç aksiyon almamalarıdır. Öğrenilmiş Çaresizliğin Psikolojik