Buridan'ın Eşeği ve Kararsızlıktan Ölmek
Aç ve susuz bir eşek düşünün. Önünde iki seçenek var: bir yanda lezzetli bir saman yığını, diğer yanda serinletici bir su kovası. İkisi de aynı uzaklıkta, ikisi de çok cazip. Hangisini seçmeli? Önce biraz saman mı yemeli, ama o zaman daha çok susayacak. O zaman önce su mu içse, ama aç karnına su içmek de olmaz. Peki ne yapsın zavallı eşek?
Bu felsefi hikaye, Fransız filozof Jean Buridan'ın adıyla anılır. Hikayede hem aç hem susuz olan eşek karar veremediği için, açlıktan ve susuzluktan ölür. Hikayenin başka bir versiyonu da aç eşeğin önündeki iki saman yığını şeklinde anlatılır. Buridan, eşeğin normalde en yakın olana ya da daha iyi olana gideceğini savunur. Fakat ikisi de aynı uzaklıkta ve aynı güzellikte ise eşek açlıktan ölür.
Her ne kadar bu paradoks 14. yüzyılda yaşamış Buridan'a atfedilse de, yüzyıllar önce İmam Gazali, hikayenin benzerini bir adam ve önünde iki hurma olarak anlatmıştır. Eğer iki hurma da aynı güzellikte ise ve adam ikisini birden alamayacaksa, karar veremez.
Amerikalı fizikçi Edward Fredkin'in adıyla anılan Fredkin Paradoks'u da alternatifler birbirine ne kadar yakınsa seçmek de o kadar zorlaşır der. Olaya tamamen rasyonel açıdan bakınca, aslında eğer alternatifler gerçekten birbirine bu kadar yakınsa hangisini seçtiğimizin de bir önemi kalmaz. Fakat ya aynı değilse, ya bir şeyleri gözden kaçırıyorsak?
Bu tip durumlarla günlük hayatta sürekli karşılaşırız. Lahmacun mu yesem kebap mı? Baklava mı yoksa sütlaç mı? Bugün ne giysem? Hangi filmi izlesem? Bunlar kolay olanlar, bir de hayatımızı kökten değiştirebilecek olanlar var. İki harika iş teklifi arasından hangisini seçmeli? Hangi üniversiteye gitmeli? Hangi bölümü seçmeli?
Evet karar vermek zor, ama eşeği öldüren kararsızlık. Kararsızlığın başka bir etkisi daha var. Karar vermeyi bir kas olarak düşünün, kullandıkça yoruluyor. Annie Duke "Nasıl Karar Veririz" kitabında bundan karar yorgunluğu olarak bahsediyor. Ne kadar çok karar verirsek, iyi kararlar vermek o kadar zorlaşır. Küçük kararlar konusunda çok zaman harcarsak büyük kararlarda acele edip yanlış kararlar verebiliyoruz. Bu yüzden büyük kararları sabah vermek gerek diyor Duke.
Peki ne yapalım? Küçük ve hayatınızı değiştirmeyecek kararlar konusunda önceden hazırlık yapabilir ve seçenekleri sınırlayabilirsiniz. Nasıl mı? Mesela Steve Jobs sabahları ne giyeceğine karar vermek zorunda kalmamak için sürekli siyah, boğazlı kazak giyerdi. Bir arkadaşım, restoranda ne yiyeceğine karar vermekte zorlandığı için hep menüdeki ikinci seçeneği seçer. Burada kilit nokta kararı bir defa verip sonra bir daha arkanıza bakmamak, acaba dememek.