Kusurların Üstünü Örtme, Altını Çiz: Wabi-Sabi
Herkesin çok sevdiği bir kupası vardır, içinde de favori içeceği, kahve, çay, su.
O kupa sabahlarının vazgeçilmez bir parçasıdır, onsuz uyanılmaz.
Birlikte çok pazartesiler atlattınız. Bir de kitap eşliğinde Pazar keyifleri.
Ama bir gün... Ahh!..
Kupaya eliniz çarpıyor, yavaş çekimde yere düşerken hatıralar film şeridi gibi geçiyor.
Gitti güzelim kupa.
Parça parça.
Tıpkı birlikte geçirdiğiniz anılar gibi.
Üzgünsünüz pek tabii.
Çöpe mi gidecek?
Japonlar hayır diyor.
Nasıl yani?
İşte karşınızda Wabi-sabi ve onun altın yaldızlı kuzeni Kintsugi.
Wabi-Sabi Nedir?
Bir suşi çeşidi mi? Yenir mi?
Yok, değil.
Tamam, yeni bir Netflix dizisi.
O da değil, ama dizisi olsa keyifle izlerdik.
Wabi-sabi bir Japon felsefesi. Mükemmel olmayanı seviyor, eskimişi, çatlamışı.
"Kusurlarda güzellik vardır" diyor zarifçe.
Bir şeyin yaşanmışlığı, çizikleri, çatlakları varsa, o wabi-sabiye göre çok havalıdır.
Pırıl pırıl olan değil, eski ve bir hikayesi olan değerlidir.
Pürüzsüzlüğün değil, zamanla yoğurulmuş olanın peşindedir.
Gıcır gıcır bir masa değil, kenarları soyulmuş, üzerinde kahve izleri olan masa daha çok şey anlatır.
Instagram filtresi değil, analog fotoğraf gibi. Sade, doğal, biraz hüzünlü ama %100 samimi.
Biraz kırık. Hafif çatlak. Ama karakterli.
Kısaca: kusursuz olan değil, gerçek olan güzeldir.
Kintsugi: Altınla Onarmak, Çok Havalı
Kintsugi ise bu felsefenin bir adım ötesi.
Kintsugi, kırılan bir seramiği altınla onarma sanatı.
Kin: altın
Tsugi: onarmak
Kırığı kapatmak yerine altınla vurguluyorsunuz.
Çünkü o çatlak bir utanç değil, aslında bir onur nişanı.
Yani Japonlar, "bakın işte burada düştüm ama bu sayede daha da güzelleştim" diyebilen eşyalar yapıyor.
Kırıklardan utanmak yerine onları parlatıyor.
Kırıldım ama onarıldım. Şimdi daha da güçlüyüm.
Bir süper kahramanın doğuş hikayesi gibi, değil mi?
Motivasyon konuşması gibi bir sanat, adeta.
Hayat da Böyle Değil mi?
Hayat da bazen bizi kırar. Bazen de biz kendimizi.
Bir ilişkide, bir seçimde, bir dönemeçte çatladığımız olur.
Kintsugi diyor ki:
"Kırıldığın yer seni zayıf değil, özel kılar. Kırığı altınla onar."
Bir depresyon döneminden mi çıktın?
Bir travmanı mı aştın?
Bir hatayı kabullenip yoluna devam mı ettin?
İşte o çatlaklar seni sen yapan şeyler.
Ve onları altınla yapıştırırsan, hem daha güçlü olursun hem daha parlak.
Kintsugi Ebeveyni Olmak
Hiç hata yapmam demek yerine, insanım, hata yapabilirim ama sonra düzeltmek için çaba harcarım, diyebilmek ve bu konuda içten olduğumuzu göstermek.
Düşmüş, kalkmış, bazen yorgun ve dağınık, bazen de sabırsız ve sinirli, ama hep sevgi dolu görsün sizi.
Emin olun bu, çocuğunuzu mükemmel görünen bir ebeveynden daha güçlü yapacaktır.
Çünkü, altınla onarılmış çatlaklar, pürüzsüz maskelerden daha öğreticidir.
Ve onarmak, ebeveynlikteki en önemli stratejidir.
Çocuğunuzun kendi hatalarını yapmasına izin vermek de onun için paha biçilmez bir öğretidir.
Kendi harçlığı ile alacağı yanlış karar, onu ileride yapacağı büyük bir finansal hatadan kurtaracak.
Bırakın o yanlışı yapsın.
O yanlışı yapmasına engel olursanız, altın yaldızlı bir çatlak deneyimini elinden almış olacaksınız.
Unutmayın.
Kelebeği kozadan çıkartırsanız ona yardım etmiş olmazsınız.
Kusurların Üstünü Örtmek Yerine, Altını Yaldızlı Kalemle Çiz
Wabi-sabi diyor ki: Hayat kırılır. İşler karışır. Ama bu kötü bir şey değil.
Kintsugi ekliyor: Onar ama gizleme. Göstermekten korkma.
Hayat, sosyal medyada göründüğü gibi kusursuz değil.
Biraz tozlu. Biraz dağınık. Bazen kırık, çatlak.
Ama gerçek, sıcak ve yaşanmış.
Zaten bu haliyle değerli.
Her çatlak bir hikâye.
Ve her hikâyenin içinde biraz altın var.
Sadece onu görmeye ve ortaya çıkarmaya istekli ol.