Patronunuzla Hemfikir Değilseniz...

Patronunuzla Hemfikir Değilseniz...
Photo by Jess Bailey / Unsplash

Bir yöneticiyle ya da daha güçlü bir konumda olan biriyle aynı fikirde olmamak, genellikle riskli bir durumdur. Ya susup durumu kabullenirsiniz, ki bu bazen prensiplerinizden ödün vermek anlamına gelebilir. Ya da fikrinizi paylaşmanız gerekir. Bu tür durumlarda doğru yaklaşımı bulmak, bir tablo, adeta bir sanat eseri yaratmak gibidir. Renklerin dengesini, fırça darbelerinin inceliğini ve kompozisyonun uyumunu düşünmek, sonucu inanılmaz şekilde değiştirir. Peki, hemfikir olmadığınızı nasıl anlatırsınız?

Öncelikle, karşınızdaki kişiyi dinlemelisiniz. Bunu yaparken, size sunduğu argümanların gerçekten de kulağa mantıklı geldiğini gösteren baş sallama, veya “Buradan şunu anlıyorum, öyle mi demek istediniz?” gibi anladığınızı gösteren bir yorumla durumu yumuşatabilirsiniz. Bir Roma gladyatörü gibi arenaya atılmadan önce, karşınızdakini iyice anlayın. Buna rağmen içten içe "Bu nasıl olur?" diye düşünüyorsanız, işte o zaman sizin sahneye çıkış zamanınız.

Görüşünüzü ifade ederken doğrudan bir saldırıya geçmek yerine, bir rehber gibi yol göstermelisiniz. Amacımız karşılıklı bir düello değil, aksine koluna girip yavaşça bizim istediğimiz yöne çevirmek. Tamamen zıt yönlere gitmek istiyorsak bile. “Benim bir düşüncem var, ama sizin söylediklerinizle çelişebilir,” gibi nazik bir giriş cümlesiyle başlayabilirsiniz. Bu, karşınızdaki kişinin gardını düşürür ve sizi can kulağıyla dinlemesine neden olur. Diğer başlangıç örnekleri:

  • Bu konuda farklı bir görüşüm var. Paylaşmamı ister misiniz?
  • Burada eklemek istediğim bir konu var. Sizin için uygun mu?
  • Daha deneyimli biri olarak sizin görüşünüzü merak ettiğim bir durum var.

Burada amaç dikkati çekmek ve devam etmek için izni koparmak. Fırçayı rasgele sallamak değil.

İtirazınızı dile getirirken, empatiyi kalkan olarak kullanabilirsiniz. Örneğin, “Sizin perspektifinizi anlıyorum, ve şu noktalarda çok haklısınız,” dedikten sonra, “Ancak, bir de şu açıdan bakmayı öneriyorum,” şeklinde devam edebilirsiniz. Fikrinizi dile getirirken ulaşmak istediğiniz amacın karşınızdaki ile benzer olduğunu vurgulamak çoğunlukla işe yarar. "Nihai amacımızın şu ve şu olduğunu anlıyorum." ya da "Bu işten şöyle bir sonuç elde etmeyi amaçlıyoruz öyle değil mi?" diyebilirsiniz. Burada asıl amaç, karşınızdaki kişiyi bir düşman olarak değil, bir müttefik olarak görmenizdir, onun da aynı şekilde hissedebilmesi için. Fikir ayrılığınızı, karşılıklı bir beyin fırtınası olarak sunmak en iyi taktiktir. Bu aşamada kendinize sorular sormak ve cevaplamak işe yarar bir taktiktir:

  • Bu yöntemin neden mi fayda sağlayacağını düşünüyorum?
  • Bu problemimizi nasıl mı çözecek?
  • Bunu yaparken hangi varsayımlarda bulundum?
  • Peki bu varsayımım doğru değilse?
  • Bu işe yaramazsa alternatif olarak ne mi düşünüyorum?

Bu süreçte, mimiklerinizi ve beden dilinizi kontrol altında tutmalısınız. Gereksiz yere kaşlarınızı çatmak ya da sert bir tonda konuşmak, ateşe körükle gitmek gibidir. Bunun yerine, daha sakin ve nazik bir yaklaşım benimseyerek, fikirlerinizi adeta bir fincan kahve ikram eder gibi sunmalısınız. Ne de olsa kimseye zorla kahve içiremezsiniz, ama hoşça sunulmuş bir kahveyi de kimse geri çevirmez.

En çok dikkat etmeniz de hiçbir zaman konuşmayı kişiselleştirmemektir. Çünkü bu tip konuşmalar çok hızlı bir şekilde senin yolun benim yoluma dönebilir. Yine aynı şekilde karşınızdakinin yönteminin belli sebeplerle işe yaramayacağını düşünüyorsanız bile bunu açıkça dile getirmekten kaçının. Fikirlerin kişisel bir hale gelmesi sizin yararınıza olmayacaktır. Şuna benzer cümlelerden kaçının:

  • Bu söylediğiniz asla işe yaramaz.
  • Küçük düşünüyorsunuz.
  • Bunu yapmak saçma olur.
  • Bu büyük bir hata.

Fikriniz hakkında düşündürücü ve detaylı sorular sorarak karşınızdakinin de benimsemesini sağlamak da çokça işe yarayan başka bir taktiktir:

  • Sizce gözden kaçırdığım bir nokta var mı?
  • Bu yöntem ile ilerlerken şurada nasıl devam edilmesi gerektiğine karar veremiyorum. Şöyle mi yapmalı yoksa böyle mi?
  • Şu kısıta takılıyorum, sizce bunu nasıl aşarım?
  • Bu yöntemi izlersek ileride şöyle bir problemimiz olabilir, peki onu nasıl çözeriz?
İki kişi sürekli aynı fikirdeyse, biri fazlalıktır.

Ne yaparsanız yapın, dürüst olun ve nazik kalmayı unutmayın. Karşınızdaki kişinin duygusal zekasını küçümsemeyin. İnsanlar, karşılarındakinin niyetini anlamakta genellikle oldukça başarılıdır. Ayrıca anlaşmazlığın doğasında kötü bir şey olmadığını, aksine doğru yönetildiğinde gelişimin önünü açabileceğini göstermelisiniz. Fikir ayrılıklarınızın, ilişkinizi güçlendiren ve birbirinizi daha iyi anlamanızı sağlayan birer yapı taşı olduğunu unutmayın. Zira, her güçlü köprünün altında sağlam temeller yatar.

Diğer yazılar