Phelps'in Altın Rutinleri

Phelps'in Altın Rutinleri
Phelps'in Altın Rutinleri (2016 - Rio) (Kaynak: Britannica)

Michael Phelps'i tanımayan yoktur herhalde.
39 dünya rekoru, 23 altın olimpiyat madalyası sahibi yüzücü.
Hani şu palet gibi ayakları olan, yüzme havuzunu kişisel ofisi haline getirmiş adam.
Evinin bir odası adeta kuyumcu dükkanı.

Başarısına söyleyecek söz yok ama ben madalya sayısının haksız olduğunu düşünüyorum, açıkçası.
Phelps'in bir suçu yok bu durumda tabii.
Yüzme dışında hiçbir spor dalında bir kişi 8 madalya birden kazanamıyor.
Takım sporlarında örneğin, bir çok maçın ardından takım olarak bir madalya kazanılabiliyor.
Diğer spor dallarından atletizm belki yakın ama onda da hem sprint hem de maraton koşabilen yok diye biliyorum.
Yüzme öyle mi? Düz yüz, sonra ters, bir o yana, bir bu yana. Hoop madalyalar gelsin.
Sakın yanlış anlaşılmasın spor olarak küçümsemiyorum, ama bir haksızlık olduğu aşikâr. Öyle değil mi?

Neyse, içimi döktükten sonra asıl konumuza gelelim.
Konumuz alışkanlıklar ve ritüeller, ve bunların başarıdaki rolü.
Cevap arayacağımız soru şu: Michael Phelps adeta suyun içinde bir makine gibi, bu makinenin kusursuz çalışmasını sağlayan şey her yarıştan önce yaptığı ritüeller olabilir mi?
Kısaca, onu sadece bir sporcu değil, efsane yapan "alışkanlıklarının mühendisliği" diyebilir miyiz?
Bu konuya daha önce amatör ile profesyonel arasındaki farklar ile ilgili yazımızda değinmiştik.
Şimdi gelin biraz daha derine dalalım, nefesinizi tutun. 🏊

Yarış Öncesi Sinema: "The Tape"

Phelps’in zihninde gizli bir sinema salonu vardı. Her yarıştan önce gözlerini kapatır, "The Tape" ya da "Videotape" adını verdiği filmi oynatırdı. Bu filmde kendini yarışırken görürdü. Suyun serinliğini, atlayışın hızını, dönüşlerin netliğini ve tabii ki havuzun sonuna birincilikle ulaştığını.

Başka bir deyişle zihninde altın madalyaları defalarca kazanıyordu. Gerçek yarış başladığında ise tek fark, seyircilerin alkış sesiydi. Zaten kazanmıştı da bir tek yapması kalmıştı.

Bu yöntem o kadar güçlüydü ki, Phelps bazen hayalinde bile hatalı bir start yapar, sonra zihninde onu düzeltirdi.

Kulaklıklar, Müzik ve Sakinlik

Phelps’in rutinlerinin bir diğer ilginç tarafı da müzikle kurduğu bağdı. Yarıştan önce kulaklığını takar, hip-hop müzik dinlerdi. Bu sayede bir yandan kalbini hızlandırır, bir yandan da dış dünyayı sustururdu.
Düşünün: tribünler çığlık atıyor, kamera flaşları patlıyor, ama Phelps’in zihninde sadece müziğin ritmi ve suyun sesi vardı. Bir de klor kokusu.

Bazen başarı, karmaşık şeylerde değil, basit bir kulaklıkta gizlidir.

Michael Phelps'in meşhur yarış öncesi rutini (Kaynak: Ola Vista Photography)

Robotik Isınma Hareketleri

Phelps’in yarıştan önce yaptığı ısınma rutinleri neredeyse bir robot gibi hep aynıydı.
Bir kere izleyen bir daha unutmaz: kollarını kanat gibi savurur, lastik gibi esner, sonra kocaman omuz sallamalarıyla ritmini bulurdu.

Yarıştan önce onu izlerken şöyle düşünürdünüz: "İşte saniyeler sonra dünya rekoru kıracak adam"
O kadar belirgin, o kadar ritüelleşmişti.

Düşünmeye Gerek Bırakmamak

Phelps’in antrenörü Bob Bowman, onun rutini hakkında şunu söylüyor:
"Michael’a düşünmesi gereken hiçbir şey bırakmadım. Her şeyi otomatikleştirdik."

Ve işte sihir burada. İnsan stres altındayken beyin panikler.
Ama eğer ne yapacağını önceden defalarca pratik etmişsen, yarış günü düşünmene gerek kalmaz.
Vücudun otomatik pilot moduna geçer.
Michael Phelps tam olarak bunu yaptı.
Hem de defalarca.
Suyun içindeyken karar vermiyordu, sadece programını çalıştırıyordu.

Barrack Obama bir konuşma öncesi barfiks çekiyor (2008) (Kaynak: Reddit)

Bundan Bize Ne Ders Çıkar?

Tamam, belki olimpiyat havuzunda kulaç atmıyoruz.
Ama Phelps’in rutinlerinden çıkaracağımız ders çok net: Başarı tesadüf değil, tasarım işidir.
Her gün tekrar edilen küçük ritüeller, büyük gün geldiğinde zihni ve bedeni hazır hale getirir.

Belki senin için "The Tape", sabah işe başlamadan zihninde günü planlamaktır.
Belki kulaklığını takıp kod yazmaya başlamaktır.
Belki sınava çalışırken, sınavdaki gibi oturmak, öncesinde kalemini açıp, ucuna üflemek, taze açılmış kalemin kokusunu içine çekmektir.
Belki de önemli bir sunum öncesi güç pozu vermek, kısa bir egzersiz yapmak.

İşin sırrı otomatikleşmiş alışkanlıklar yaratmak, hazırlıklı olmaktır.
Başarı ile o küçük ritüel arasında beynin oluşturduğu sinapsi tetiklemek.
Çünkü kriz anında beynin değil, alışkanlıkların seni kurtarır.

Şöyle özetleyebiliriz: Michael Phelps, zaferlerini önce zihninde, sonra bedeninde, en son da havuzda kazandı.

Peki senin sıradaki altın madalyan ne olacak? 🏅
Haydi gözünü kapat ve filmini oynatmaya başla. 🎥

Paylaş

İlginizi çekebilir