Uzman mı Taklitçi mi, Aslı mı Fotokopisi mi?

Uzman mı Taklitçi mi, Aslı mı Fotokopisi mi?
Photo by Louis Reed / Unsplash

Günümüzde bilgiye ulaşmak, ilerleyen teknoloji sayesinde artık çok kolay hale geldi. İnternetin yaygınlaşması ve dijital platformların artmasıyla birlikte, bilgiye erişim artık sadece birkaç tıklama uzağımızda. Ancak, şimdi asıl önemli olan doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmak ya da edinilen bilgiyi doğrulamak. Bilgi kirliliğinin bu kadar yoğun olduğu bir dönemde, doğru bilgiye ulaşmak için daha dikkatli ve seçici olmak gerekiyor. Yüksek kaliteli bilgiye ulaşmak için konusunda uzman olan kişilere gitmek lazım. Bu uzmanlar, yılların deneyimi ve bilgi birikimiyle güvenilir kaynaklar sunabilirler. Fakat onları bulmak hiç de kolay olmuyor, çünkü uzman olduğunu iddia edip aslında olmayan çok kişi var. Bugünkü makalemizde, uzman ile taklitçileri ayırmak üzerine odaklanacağız ve bu konuda nelere dikkat etmek gerektiğini ele alacağız.

Şans Faktörü

Bir kimse konunun uzmanı olmadığı halde şansı yaver gittiği için yükselmiş hatta zirveye bile çıkmış olabilir. Bunu özellikle para piyasalarında sıkça görürüz. Ya da son zamanlarda kripto para piyasalarında. Çünkü bu tip piyasalarda neredeyse milyonlarca parametre vardır, ama sonucu çok net bir şekilde ölçülebilirdir. Çok para kazanmış olması o kişinin konuda uzman olduğunu kanıtlamak için yeterli değildir. Şans yardım etmiş ve hayatta kalma yanılgısına düşmüş olabilir. Rus ruletinde çok iyiyim, daha bir kez bile kaybetmedim diyen birine güvenemeyiz öyle değil mi? Ya da piyangoda büyük ikramiye kazanmış birine nasıl yaptığını sormayız, birden fazla defa kazanmış olsa bile.

2 white dices on blue surface
Photo by Edge2Edge Media / Unsplash

Nasıl Ayırabiliriz?

İşte bir uzman ile taklitçiyi birbirinden ayırmak için 5 yol:

  1. Bilgi Derinliği: Bir taklitçinin bilgisi genellikle yüzeyseldir ve soruların derinliği arttıkça cevap vermekte zorlanır. Derinlemesine bilgi gerektiren sorular karşısında bocalar ve tatmin edici yanıtlar veremez. Ancak, bir uzman için derin ve detaylı sorulara cevap vermek hiç sorun olmadığı gibi aslında ilgi çekicidir. Uzmanlar, bilgi birikimleri sayesinde karmaşık ve detaylı sorulara rahatlıkla yanıt verebilirler. Özellikle istisnalar ile ilgili sorular bu iki tip kişiyi birbirinden ayırmak için en iyi yoldur.

    Bir gün Trakyalı bir adam ile çocuğunun yolu Mısır'a düşmüş, hayatında ilk defa deve gören çocuk merakla babasına hayvanın neden sırtının kambur olduğunu sormuş. Hayvanın ismini bile bilmeyen babası cevap vermiş: "Unların üleleri üle olur." Bu kısa hikayeyi bilmediği halde ahkam kesenleri örneklediği için çok severim.
  2. Kelime Seçimi: Taklitçiler genellikle öğrendikleri ya da ezberledikleri kelimeleri ve bolca teknik terim kullanırlar. Teknik terimlerin arkasına sığınarak bilgi sahibi gibi görünmeye çalışırlar. Ancak, bir uzman için temelde konsept, fikir ve kavramlar vardır. Uzmanlar, bu kavramları söze dökmek için dinleyiciye en uygun kelimeleri bulmakta zorlanmazlar. Bir çocuğa da anlatabilirler, sıradan bir insana ya da bir doktor ya da mühendise de. Uzmanlar, karşısındaki kişinin bilgi seviyesine göre uygun kelimeleri seçerek konuyu anlaşılır hale getirebilirler. Bu da onların gerçek bilgi sahibi olduklarını gösterir.
  3. Anlaşılamamak: Bir taklitçinin söylediklerini anlamadığınızda şaşırır hatta sinirlenirler. Anlaşılamamayı bir tehdit olarak görürler ve bu durum karşısında rahatsız olurlar. Buna karşın işinin gerçekten ehli kimseler için karşısındakinin merakı gerçekten haz vericidir. Uzmanlar, karşısındaki kişinin anlamadığı noktaları açıklamaya çalışmaktan keyif alırlar. Farklı açılardan yaklaşıp, detaylara girmek onlara göre heyecan vericidir çünkü değer verdikleri bir konuyu anlamaya çalışmanız onlar için hakikaten değerlidir. Bu da onların bilgiye olan tutkusunu ve paylaşma isteğini gösterir.
  4. Başarısızlıklar: Elbette bir uzman için o uzmanlık hak edilmiştir ve bu hak ediş yolunda birçok başarısızlık vardır. Uzmanlar, bu hataları paylaşmaktan kaçınmazlar çünkü hataların da öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu bilirler. Ancak, bir taklitçi için başarısızlık, inşa etmeye çalıştığı imaj için büyük bir tehdittir. Bu yüzden taklitçiler hataları sahiplenmek yerine göz ardı etmeye eğilimlidirler. Başarısızlıklarını gizleyerek mükemmel görünmeye çalışırlar, zaten bu da onların gerçek bilgi sahibi olmadıklarını gösterir.
  5. Bilmediğini Bilmek: Bir uzman, bildiklerinin farkında olduğu kadar bilmediklerinin de farkındadır. Bilmediğini dile getirmekten de kaçınmaz. Uzmanlar, bilmedikleri konularda dürüst davranarak güvenilirliklerini artırırlar. Ancak, bir taklitçi için bilmediğini söylemek zordur. Bazen de konuyu bilmediklerini dahi bilmediklerinden bildiklerine benzetip yorumlamaya çalışma eğilimindedirler. Bu da onların bilgi eksikliklerini ve yetersizliklerini ortaya koyar. Uzmanlar, bilmedikleri konularda araştırma yaparak kendilerini geliştirirler, oysa taklitçiler bu eksikliklerini gizlemeye çalışırlar.

Son Olarak

Bu bahsettiklerimize ek olarak çoğunlukla bir konuyu, o bilgiyi ortaya çıkarandan değil yayandan öğreniriz. Kısaca bir gelişmeyi bilimsel makaleden değil, bir gazete haberinden, bir blog gönderisinden ya da bir Youtube videosundan öğreniriz. Bu yayıcı kimseler makalede bahsettiğimiz uzman ve taklitçi tanımının dışında kalabilirler, ve bilginin dağılması için onlara ihtiyacımız var. Fakat bir konuda işin ehli bir uzmana ihityacınız varsa o konuyu popüler hale getiren kişi gerçek bir uzman olmayabilir, bunu da akıldan çıkarmamak gereklidir.

Diğer yazılar